David Levithan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
David Levithan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ekim 2015 Cuma

Kalemzen Yazıyor.. || Kitap Yorumu || Her Gün - David Levithan



Kitabı bitireli sadece saniyeler oldu ama ben bu yorumu yazmak için sabırsızlandım. Bilgisayarın karşısına geçemediğim için de gmail taslaklarında yazıyorum yazıyı. Halim içler acısı gibi görünebilir ama yorum güzel olacak diye umuyorum. Okumaya devam edin. ;)

****
Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.
Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil... gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum... Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat.
 Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de.  Hep böyle olageldi.
"Yepyeni, eşsiz, komik ve canınızı acıtacak kadar dürüst. Levithan, insanın kendisi gibi hissedememesi ve nereye ait olduğunu bilememesine dair ikilemi müthiş bir şekilde kaleme almış. Bu kitabı okumakla kalmadım, âdeta içime çektim."
Jodi Picoult, #1 New York Times çoksatan yazarı
"Levithan, okuyucuları ele geçirecek, karşı konulmaz bir eser yaratmış... Her Gün, bir üslup denemesi ve hayal gücü deneyi..."
Booklist
A'nın arkadaşı yok. Ebeveyni yok. Ailesi yok. Mülkü yok. Evi bile yok.
Çünkü her gün başka birinin bedeninde uyanıyor.
Her sabah farklı bir yatak. Farklı bir oda.
Farklı bir ev. Farklı bir hayat.

Rhiannon'la tanıştığı anda ona âşık olan A için, gece çöktüğünde her şey sona ermiştir. Çünkü hiçbir zaman bir insanın bedenine ikinci kez girememektedir. Ancak A, genç kızı aklından çıkaramayınca ve Rhiannon onun yaşama sebebi haline gelince her gün, farklı hayatlar yaşamış farklı bedenlerde ona geri dönmeye çalışacaktır. Bir de onu aşkına inandırmaya...
****

Eğer bunları hemen yazmazsam kafamın patlayacağını farkettim çünkü o NA-SIL BİR SON-DU ÖY-LE. Sonunda ağladım, ağlamamak elde değildi. Ama kitaba bayıldım. Kitaba cidden hayran kaldım. Öncelikle ince ince işlenmiş bir sürü detay vardı. Efendime söyleyeyim, mükemmel bir kurgu vardı, harika bir öykü vardı. A'mızın aşkı ve aşktan vazgeçişi de bence hepimize bir ders niteliğindeydi.


Kitabı bu kadar övdüysem, azıcık olay örgüsünden de bahsedeyim diye düşünüyorum.
Doğduğu andan itibaren beden beden gezen, neye benzediğini bilmediğimiz, aşık hali çok güzel olan A. Bu beden değişimlerinin ne zaman başladığını kendisi bilmiyor. Daha doğrusu hatırlamıyor. Küçükken her şey normal geliyor. Bakıma muhtaç bir bebekken mesela. Ama işler büyüdükçe karışıyor. Beden değişimleri ona büyük kayıplar ve acılar yaşatıyor. 8 yaşında bir çocuk için her gün farklı bedende uyanmak gerçekten acı verir.
Durun... Size Rhiannon'dan bahsetmek istiyorum. Bedenin pek de iyi davranmadiği sevgilisi.
5994.gün Justin adında 16 yaşında bir erkek bedeninde uyanıyor. Buraya kadar her şey normal görünüyor. Günlük şeyler hakkında bedenin hafızasına erişiyor. Sabah yapması gereken rutinleri gerçekleştiriyor. Okula geliyor ve O'nla karşılaşıyor. Rhiannon'la. Bedenin sevgilisi. A, ona görür görmez vuruluyor. Sonrasında yapmadığı şeyi yapıyor ve bedenin akışına karşı çıkıyor. Çünkü Justin, Rhiannon'a pek de iyi davranmıyor. Ama A, Rhiannon'a Justin'in bedenindeyken harika davranıyor. Onunla kalan dersleri kırıp okyanus kıyısına gidiyorlar ve harika  bir gün geçiriyorlar.

Gece yarısı, her zaman olduğu gibi beden değişimi gerçekleşiyor ve ertesi sabah bambaşka biri olarak uyanıyor. Ama o gün ve sonrasında gelen günlerde her daim ona ulaşmaya çalışıyor.
Kendini ona açıklamaya çalışıyor aynı zamanda.
Bir kaç gün geçtikten sonra acaba Rhiannon'un bedenine girse nasıl olur diye merak ettim. 
Veee.... 22.gün onun bedenin de uyanıyor. Aslında kızı kendine tam da o gün aşık ediyor. Naif bir kişiliği var A'nın. Bunu kitap boyunca hissediyorsunuz zaten.
Bir gün, küçük yaşta hizmetçi olarak çalıştırılan biri olurken, ertesi gün uyuşturucu kullanan birinin bedeninde uyanıyor. Aslında kitapta bir sürü yaşam öyküsünü de okuyoruz. Yepyeni insanlarla tanışıyoruz 41 günde.

Ama asıl bence son 3 gün yaşananlar. Bunları da söylemeyeceğim çünkü bence feci spoil olacak. Cesaret edemiyorum bunaaa... 

İkinci kitap olarak çıkacağını umduğum "Another Day". Orjinalleri çok uyumlu. Bakalım, Türkiye kapakları ne kadar uyumlu olacak. Daha da önemlisi çıkacak mı? :D 



Son bir şey, kitabın çevirisi ve dili için söyleyeceklerin yok mu diye sorarsanız, bence ikisi de iyiydi. Ayrıca kurguya odaklandınız mı, küçük hatalar da gözünüze batmıyor. En azından benim için öyle oldu. :)
Ee, ne duruyorsunuz? Oturduğunuz yerden kalkın, dosdoğru kitapçınıza. ;) 
Keyifli okumalar. :)